
Son günlerde Türk tiyatrosuyla ilgili kulağıma gelenlerden sonra nedendir bilinmez işte bu hikayeyi düşündüm. Pandemi nedeniyle ortalığın toz duman olduğu günlerde, birçok tiyatro ekonomik sıkıntılarla mücadele ederken, tiyatro salonları açılamazken, kiralar, faturalar birikirken sadece bir isim tahta geçmek için hazırlıklar yapıyor. Tıpkı Macbeth gibi kendisine vaadedilen tahta ulaşmak için adım adım planlarını hazırlıyor. Hatta belki de sona gelindi. Birkaç ay içinde bu isim önemli bir mevkiye getirilerek taçlandırılacak.
Covid-19 virüsü ile birlikte herşey karışmışken karantina, pandemi, kapanan tiyatrolar, ekonomik sorunlarla mücadele ederken Türk tiyatrosunda bir iktidar savaşı başladı. Ortamın karmaşasından faydalanarak kendilerini belli konumlara, belli mevkilere taşımak isteyen tiyatro camiasından genç bir isim ortaya çıktı.
Pandemi günlerinde Türk tiyatrosunda adı çok geçen, tiyatronun sorunları ve ilgili birimlerle yapılan her görüşmede, yapılan her toplantıda, her kurulda adı geçen bu isim şimdi yepyeni bir makam için hazırlık yapıyor. Bu kadar hızlı bir yükseliş belki de tiyatro camiası içinde dikkati çekiyordur ve bu konu çok kişi tarafından konuşulmaktadır.
İçinde bulunduğumuz şartlarda bu kişiyi tahtından indirmeye cesaret edebilecek hiçkimseyi görmüyor. Kendisini ve koltuğunu tehdit olarak gördüğü kişi ve kurumları susturmak için her türlü yolu göze alıyor. Çünkü biliyor ki orman üstüne yürümedikçe, anne karnından yarılarak çıkarılmış bir kişi olmadıkça onu yolundan çevirecek, tahtından indirebilecek kimse olmayacak.
Macbeth'in sonunu! bilmeyenler için hemen açıklayalım. Macbeth korku ve endişeyle tahtında otururken anne karnından yarılarak çıkarılan bir genç arkasına ormanı alarak tahta doğru yürümeye başladı. Ve bu yürüyüşün sonunda Macbeth tahtından indirildi...